Pedodonti – Çocuk Diş Hekimliği

Pedodonti – Çocuk Diş Hekimliği

Süt dişleri normal dişlere oranla daha çok organik madde içerirler, bu nedenle çürümeye daha yatkınlardır, daha kolay ve hızlı çürürler. çürüğün erken döneminde görülebilen soğuk sıcak hassasiyeti ve hafif ağrı gibi sinyalleri zamanında yorumlayamazlar. Olayı ancak dayanılamayacak kadar ağrı olmasında fark ederler ki bu durumda çok geç kalınmış olabilir. Çocuklar ağız bakımına yetişkinler kadar dikkat edemezler. Çocuğun el becerisi, merakı ve ebeveynin tutumu diş fırçalama alışkanlığını belirler. Özellikle annelerin sıklıkla yaptığı bir hata da emzik ya da biberonu şeker, reçel vb. gibi gıdalara batırarak çocuklara vermeleri veya uyku aralarında şekerli süt, meyve suyu gibi gıdalara alıştırmalarıdır. Böylece beslenme düzensizliğinden dolayı dişler çürümeye yatkın hale gelir. Çürüğü tamamen engelleyebilecek bir aşı yada ilaç henüz geliştirilemedi. Ancak, çürük sayısını azaltmaya yönelik bazı malzemeler günümüzde kullanılmaktadır, bunlardan birisi; “fissür örtücü” dediğimiz malzemedir. Diş çürükleri genellikle azı ve küçük azı dişlerinin, çiğneyici yüzlerinde bulunan “fissür” adı verilen oluklarda başlar. Bahsettiğimiz malzemeyle olukların üzeri kapatılıp, o bölgeye mikrop, yemek artığı vs. nin sızması engellenerek çürük başlaması önlenir. Bu işlem, 6 yaşından itibaren çıkan kalıcı azı ve küçükazı dişlerine de uygulanabilir. Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır. Dişlere yüzeysel florür uygulanması suretiyle bu direnç kazandırılır. Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Bunların yanında aşağıdaki gibi bir görüntü, hiç kimsenin çocuğunda görmek istemeyeceği ciddi estetik sorunlara yol açmaktadır. Süt dişleri kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar. Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır.

Süt Dişlerindeki Çürükler Tedavi Edilmeli Mi?
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Bu dönemdeki tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı,çene gelişiminde bozukluk ve genel sağlık problemlerine (romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar) sebep olabilecektir. Dolayısıyla süt dişlerindeki çürükler, “nasıl olsa yerine yenileri gelecek” yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir.

Çocuklarda Diş Yaralanmaları
Çocuklarda dişlerin zarar gördüğü kazalarda zaman kaybetmeden müdahalede bulunulmalıdır. Doğru tanı konması çok önemlidir. Bunun için hekiminiz size, kazanın ne zaman ve nerede olduğunu, darbenin ne taraftan geldiğini, kaza sonrası baygınlık, kusma, hafıza kaybı vb. olup olmadığını soracaktır. Verilen bilgiler doğrultusunda en doğru tedavi uygulanabilecektir. Çocuklardaki diş yaralanmaları, bazen kalıcı dişin tamamıyla yuvasından ayrılmasına sebep olabilir. Bu durumda çıkan diş ile birlikte acilen dişhekiminize gitmelisiniz. Bu esnada diş, bir bardak sütün içinde, eğer süt mevcut değilse, temiz bir su içinde muhafaza edilmelidir.

Bebeklerde Ağız Bakımı
Bebeklerin, en azından ilk dört ay anne sütü ile beslenmeleri ağız çevresindeki yumuşak doku ve kas fonksiyonlarının normal gelişimini sağlayacaktır. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda fizyolojik başlıklı (damaklı, kesik uçlu) biberon kullanımı gerekir. Bebekler 1 yaşından itibaren bardak ve kaşıkla beslenmeye alıştırılmalıdır. Biberonla beslenme en fazla 2 yaşına kadar devam edebilir. Parmak emme yalancı emzik kullanma gibi alışkanlıklara 2 – 2,5 yaşına kadar izin verilebilir. Eğer parmak emme alışkanlığı mevcutsa, bunun sebebi araştırılarak 3 – 6 yaş arasında bu alışkanlık mutlaka giderilmelidir. Solunum problemleri, çene gelişmesi üzerine olumsuz etki eder. Burundan değil de, sadece ağızdan soluma durumu mevcutsa (bu durum uykuda daha iyi anlaşılır) muhakkak kulak burun boğaz uzmanına danışılmalıdır.

Çocuklarda Diş Fırçalama Ne Zaman Başlamalıdır?
Bebek 6-8 aylıkken, (yani ilk dişler ağızda göründüğünde) temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur. Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 – 3 yaşında ) başlanması uygundur. Okul öncesi çocuklarda diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalar. Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzleri ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir. Bu nedenle fırçalamadan sonra Anne-Babanın kontrolü iyi olur.

Çocuklar İçin Nasıl Bir Diş Fırçası Seçilmeli?
Çocuğun ağız büyüklüğüne uygun, yumuşak ve naylon kıllardan üretilmiş diş fırçaları kullanılmalıdır. Sert fırçalar dişleri aşındıracağı için kullanımı uygun değildir. Eskimiş bir süpürgeyle süpürme işlemi nasıl yapılamazsa, eski bir fırçayla da dişler fırçalanamaz. Fırça kılları aşınır aşınmaz (Ortalama 6 ay) mutlaka değiştirilmelidir.

SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

Çocuğumu ilk defa ne zaman muayene ettirmeliyim?
Çocuklar ilk dişlerinin çıktığı çok küçük yaşlarından itibaren (yaklaşık 6 aylıkken) 6 ayda bir düzenli olarak diş hekimine götürülerek hem çocuğun bu ortamla tanışarak korkmadan gelebilmesi sağlanmalı, hem de ebeveynler, çocuklarının diş sağlıklarını en üst seviyede tutmak için neler yapmaları gerektiğini öğrenmelidir. Ayrıca bu sayede telafisi zor büyük problemler oluşmadan ya da henüz büyümeden tespit edilip müdahale edilmiş olur.

Süt dişlerine dolgu veya kanal tedavisi yapılması gerekli midir?
Süt dişleri zamanla düşerek yerlerini daimi dişlere bırakırlar. Süt ön kesici dişleri 7-8 yaşına kadar, süt arka azı dişleri ağızda 12-13 yaşına kadar korunmalıdır. Çünkü bu dişlerin altından gelen daimi dişler gelişimlerini bu yaşlarda tamamlar ve ağız içine sürmeye hazır olur. Özellikle çiğnemede önemli rol oynayan süt azı dişleri, süt kesici (ön) dişlere oranla çok daha geç değişirler. Bu nedenlerle bu dişlerin düşme zamanlarına kadar ağızda sağlıklı bir şekilde tutulmaları büyük önem taşımaktadır. Eğer söz konusu dişlerde çürük varlığı tespit edilmiş ise vakit geçirmeden dolgu veya amputasyon/kanal tedavisi yapılması, bu dişlerin düşme yaşlarına kadar ağızda kalmasına yardımcı olur.

Çocuğumun dişleri çok hızlı çürüyor. Dişlerinin korunmasına yönelik neler yapılabilir?
Diş çürüğünün önlenmesinde en önemli görev aileye düşmektedir. Dişlerin düzenli olarak fırçalanması ve beslenme alışkanlığının kontrolü çocuğun anne-babasına düşen önemli görevlerdir.

Bunlara ilave olarak diş çürüğünün önlenmesi amacıyla kliniğimizde farklı koruyucu uygulamalar uygulanmaktadır. Bu koruyucu uygulamalar şu şekilde sıralanabilir:

1. Ağız Hijyen Eğitimi
Ağız diş bakımını eksiksiz yapmak ancak eksiksiz bilgi ile mümkün olur. Diş fırçalama ve diş ipi kullanımının öğretilmesi, beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi ve ağız diş sağlığının öneminin anlatılmasını içeren hijyen eğitimi, eksik bilgi kalmamasını sağlar. Bu eğitim çocuklar için olduğu kadar büyükler için de önem taşır.

2. Yüzeyel Fluorid Uygulaması
Fluorid, sudan veya yediğimiz pek çok gıdadan alabildiğimiz doğal bir mineraldir. Dişler üzerine sürülerek uygulanan bu mineral, diş minesini güçlendirerek çürüğe karşı daha dayanıklı hale getirmektedir. Yüzeyel fluorid uygulamaları 3 yaşından itibaren başlanabilen ve her 3-6 ayda bir tekrarlanması gereken basit, acısız bir işlemdir. Çocuğun diş hekimi ile ilk karşılaşması ve belirli periyodlarla kontrole gelmesi açısından idealdir. Beş dakikadan az süren bu işlem sonrasında çocuğunuzun dişlerinin yüzeyinde depolanan fluorid, dişlerini çok daha sağlıklı ve güçlü yapacaktır.

3. Fissür Örtücü
Dişlerin çiğneyici yüzeyleri girintili çıkıntılıdır. Bu bölgeler oldukça dardır ve gıdaların sıkışıp temizlenememesi nedeniyle genellikle çürüklerin başladığı yerlerdir. Bu bölgelerde gıda ve mikroorganizma birikimini önlemek amacıyla bu girintiler fissür örtücü adı verilen özel akıcı bir dolgu ile kapatılır. Bu işlem sayesinde tüm çürüklerin yaklaşık 70’ ini oluşturan çiğneyici yüzey çürüklerinden korunmak mümkün olmaktadır. Bu uygulamanın ilk defa yapılması gereken ideal dönem, ilk kalıcı azı dişlerin çıktığı dönemdir. Bu da 6 yaş civarıdır. Diğer azı dişlerinin sürme zamanlarında diğer azı dişlerine de uygulanır. Önemli bir nokta, kalıcı dişler sürmeye başladıktan kısa bir süre sonra yaptırmanın (1-2 sene içinde)daha iyi olacağıdır. Kesinlikle acısız ve çok kolay bir işlemdir.

Yer tutucu nedir?
Süt dişleri çeşitli sebeplerle (çürük veya kaza) düşme zamanından erken kaybedilebilir. Böyle durumlarda alttan gelen kalıcı diş hazır olup sürene kadar, yandaki dişler eğilerek, dönerek kaybedilmiş süt dişinin kalıcı diş için koruması gereken yeri kapatabilirler. Hatta boşluğun karşı çenesinde bulunan diş uzamaya başlar. Eğer erken süt dişi çekiminden sonra gelişim kendi haline bırakılırsa meydana gelen bu hareketler, gelecek sürekli dişe yer kalmamasına sebep olacaktır. Böylece kalıcı diş ya hiç süremeyecek ya da normal yerinin dışında gelişecektir. Yer tutucular, tüm bu problemlerin önüne geçmek amacıyla, dişin boşluğunu koruyan ve metal ve akrilden hazırlanan apareylerdir. Kaybedilen diş sayısına göre hareketli (takılıp çıkarılan) veya sabit (yapıştırılan) yer tutucular yapılabilir.

Çocuğum diş hekimine muayene olmuyor ve tedavi yaptırmıyor. Bu konuda ne yapılabilir?
Özellikle küçük yaştaki çocukların diş hekimi ile ilk kez karşılaştıklarında uyumsuz davranmaları normaldir. Kliniğimizde uyum problemi olan çocukların, diş tedavisine ikna edilmesi ve uyum sağlayabilmesi için özel davranış yönlendirme teknikleri kullanılmaktadır. Ancak tedavi seanslarına uyum sağlanamayacağına karar verilen çocukların ve engelli hastaların tedavisi genel anestezi altında yapılabilmektedir.

Kanal Tedavisi

Kanal Tedavisi

Kanal tedavisi, pulpanın (sinir, kan, lenf damarlarını içeren dişin içindeki yumuşak tabaka) kendini tamir edemeyecek derecede zarar gördüğü durumlarda, hasarlı pulpayı alıp oluşan boş kanalların hareketsiz materyallerle doldurulmasıdır.

Dişin iç kısmında pulpa adı verilen bir sinir kökü yer alır. Bazen yaşanan travmalar ya da meydana gelen çürükler gibi nedenlere bağlı olarak pulpa kendisini yenileyemeyecek kadar fazla zarar görür. Diş çürükleri, kırıklar ya da kronik travmalar nedeniyle dişin canlı dokusu etkilenip iltihaplanırsa ve diş ağızda tutulmak istenirse kanal tedavisi gerekli olur.Yani sinir kökü ölmüş olarak kabul edilir. Dişin kendi doğal yapısında diş sinirini barındıran bazı kanallar bulunur. Kanal tedavisi adını bu kanallardan almakta olup yapılan tedavi ile kanallar ölü sinirlerden temizlenerek özel olarak hazırlanan dolgu malzemeleri ile doldurulmaktadır.

Kanal tedavisi dişlerin kaybedilmemesi için uygulanan, çekimden bir önceki tedavi seçeneğidir. Kanal tedavisi gerektiren dişler genelde çok çürük ve ağrılı olduğundan kolay uyuşmayabilmekte, bu sebeple farklı teknikler kullanılabilmektedir. Komplike bir durum olmadığı takdirde kanal tedavisi tek seansta yapılabilir ancak enfeksiyonu komşu dokulara (kemik, mukoza) yayılmış yani tedavisi için gecikilmiş dişlerde birkaç seans sürebilmektedir.

Kanal tedavisi bitiminden sonra takip döneminde ilk birkaç hafta hassasiyet ve hafif sızlamalar olması normaldir. Ancak uzun dönemde kanal tedavisi görmüş bir diş sinirleri alındığı için dış etkenlerden etkilenmez, ağrı ve acı duymaz. Takip döneminde semptomların şiddeti artıyorsa kanal tedavisi başarısız olmuş demektir. Böyle bir durumdan şüphelenilirse dolgu sökülüp kanal tekrar boşaltılır ve kanal tedavisi yenilenir. Semptomların devam ettiği dişte kök ucunda enfeksiyon mevcut ise kanal tedavisi yenilendikten sonra kök ucu rezeksiyonu (kesilmesi) adı verilen cerrahi operasyon ile tedaviyi desteklemek gerekebilmektedir.

Kanal tedavisi görmüş dişlerin canlı dokusu çıkarıldığından renkleri zamanla matlaşır ve kırılma dirençleri azalır. Kanal tedavisi görmüş dişlerin kırılmaya karşı korunması ve estetiğinin sağlanması adına kaplanmalarında fayda vardır. Bu şekilde korunmaya alınmış ve başarılı kanal tedavisi görmüş dişler uzun süre ağızda kalarak fonksiyon görür.

Günümüzde teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa olsun hiçbir yapay madde doğal dişin yerini tutmamaktadır. Kaybedilen doğal dişlerin iadesinde en iyi seçenek implanttır ve bu da maliyeti arttırmaktadır. Bu sebeple kanal tedavisi kurtarılabilecek bir dişin tedavisinde son aşama olarak mutlaka denenmelidir. Dişlerinizin kanal tedavisi ile kurtarılıp kurtarılamayacağını doktorunuz belirleyecektir.

KANAL TEDAVİSİNİN YENİDEN YAPILMASI (RETREATMENT)
Daha önce yapılan kanal tedavisinin yeniden yapılması işlemine Retreatment denir. Retreatment yapılırken eski kök kanal dolgusu tamamen çıkarılır, kanal temizlenir, şekillendirilir ve yeniden doldurulur. Retreatment genellikle daha önce yapılan tedavinin başarısız olduğunu gösteren belirgin işaretler ve semptomlar var ise yapılır. Ancak ortaya çıkabilecek potansiyel bir başarısızlık söz konusu olduğunda da uygulanabilir.  Kanal tedavisinde başarısızlık varsa; klinik olarak dişe dokunmada ve vurmada ağrı, hasta açısından çiğnemede ağrı, şişlik ve radyolojik olarak da kemik dokusunda erime gözlenmelidir. Ancak bu belirtiler varsa, hekim tanı ve teşhisi retreatment gerekiyor şeklinde koyar ve bir tedavi planlaması yapar.

SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

Kanal tedavisi gereken dişteki belirtiler nelerdir?
+ Ağrılı veya ağrısız, diş renginin değişmesi
+ Isırma, dokunma veya itmede dişin acıması
+ Dişte sıcak ve soğuk uyaranlara karşı uzun süreli hassasiyet
+ Özellikle gece kendiliğinden başlayan ağrı
+ Etkilenen dişin civarında şişlik meydana gelmesi
+ Dişin kırılması
+ Yemek yeme sırasında ağrı
+ Dişin olduğu bölgede ve/veya lenf düğümlerinde ağrı, şişlik
+ Bazı durumlarda da hiçbir belirti vermeden klinikte ağız içi ve radyografik muayene ile anlaşılır.

Kanal tedavisi nasıl yapılır?
+ Dişteki çürük temizlenerek dişin özüne ulaşılır ve hastalıklı ve yumuşak doku çıkarılır. Sinir ve doku artıkları temizlenir.
+ İltihap olması durumunda diş iyileşene kadar geçici diş dolgu maddeleriyle dişin üzeri kapatılır. İltihabın üremesi durduğunda ve kök ucundan iltihap gelmesi sona erdiğinde diş kanal içerisi özel bir diş dolgu maddesiyle, kök ucuna kadar doldurulur. Kuron kısmı dolgu ya da kuron kaplama yapılarak tekrar kırılmaması ve çürümemesi için restore edilir.
+ Bazı hastalarda birden fazla seansa gerek kalmadan tek bir seansta da kanal tedavisini sağlıklı bir şekilde tamamlamak mümkündür.

Kanal Tedavisi Yapılırken Ağrı Hissedilir mi?
Modern anestezi teknikleri ve maddeleri sayesinde tedavi sırasındaki ağrı en aza indirgenmektedir. Çünkü kanal tedavisi olan diş ve onu çevreleyen kısım işlem sırasında tamamıyla uyuşmuş durumdadır. Anestezi altında tedavinin tamamlanması, hem hastanın son derece rahat ve ağrısız olarak tedavisini yaptırmasına, hem de diş hekiminin hasta reaksiyon göstermeden işlemini çok daha başarılı ve kolay olarak gerçekleştirmesine olanak verir.

Tedavi Sonrası İyileşme Nasıl Gerçekleşir, Ağrı Olur Mu?
Kanal tedaviniz bittikten sonra doğal dokulardaki enflamasyon birkaç gün süreceğinden dişinizin üzerine bastırdığınızda ağrı şikâyetiniz olabilir. Bu dönemde o bölgeye yüklenmemeniz gerekmektedir. Bir süre sonra şikâyetiniz geçecektir. Ağrı olması durumunda gerekirse hekiminizin önerdiği ağrı kesici ilaç kullanabilirsiniz.

Kanal Tedavisi Sonrasında Neler Yapılmalıdır?
Kanal tedavisi gören dişler canlılığını yitirdiği için esnekliği azalır. Bu nedenle sonrasında kırılma riski yüksektir. Bu nedenle dişin madde kaybına göre ya dolgu ile ya da kuron restorasyonu yapılarak tedaviye devam edilir. Kanal tedavisi yapılan dişin üstünde fazla madde kaybı yoksa normal dolgu yapmak, fazla madde kaybı varsa; diş duvarlarınızı destekleyecek, kırılmasını engelleyecek PORSELEN KAPLAMA yapmak gerekmektedir.

Bütün Dişlere Kanal Tedavisi Yapılabilir mi?
Kanal tedavisi ile bazı dişler kurtarılamayabilir. Kanallara girilememesi, köklerdeki kırıklar, yeterli kemik desteğinin olmaması veya dişin restore edilemeyecek kadar harap olması durumlarında kanal tedavisi yapılamayabilir.

Kanal Tedavisi Yapılmış Bir Dişin Ömrü Nedir?
Başarılı bir kanal tedavisi yapılmış bir diş, iyi bir ağız hijyeni ve aksatmadan yapılan düzenli kontroller ile uzun süre ağızda kalabilir.

Kanal Tedavisinin Alternatifi Varmıdır?
Dişin pulpası zarar gördüğünde; kanal tedavisine alternatif, dişin çekimidir. Geri kalan dişlerin fonksiyon görmesi ve sağlıklı yapılarının korunması için kaybedilen dişin yerine köprü veya implant uygulanabilir.

Dolgu Nedir

Dolgu Nedir?

Dolgu, çürük nedeniyle zarar görmüş bir dişe, normal fonksiyonunu ve görünümünü kazandırmanın bir yöntemidir. Diş hekiminiz size dolgu yaparken, önce çürümüş diş dokusunu uzaklaştırır. Etkilenen alanı temizler ve boşluğu dolgu malzemesi ile doldurur.

Bakterilerin girebilecekleri boşlukları dolgu ile kapatarak çürüğün ilerlemesini de engellenmeye çalışır. Dolgu için kullanılan malzemeler kompozit reçine (diş renginde dolgu) ve amalgamdır. (cıva gümüş, bakır, kalay ve bazen çinko alaşımı).

Diş dolgusu, çürük dişlerin temizlenmesi için yapılır. Çünkü çürük olan dişlerde çürüğe neden olan bakteriler çoğalıp, pulpaya kadar inebilir ve diğer dişlere de atlayabilir. Bu nedenle de çürük olan ölü diş noktaları dişin sağlam olan noktalarından arındırılmalıdır. Diş dolgusu kısaca şu şekilde yapılır,
– Dolgu yapılacak olan dişler ve diş etleri lokal anestezi ile hissizleştirlir.
– Dişler çürüklerden ve ölü noktalardan arındırılmak için oyulur ve tüm hastalıklı, çürük noktalar yok edilir.
– Sinir uçlarına kadar olan noktalarda da kontroller yapılır ve temizlenir.
– Uygun kontroller de yapıldıktan sonra dişin oyuk olan kısmı kompozit ya da analgam dolgu ile doldurulur. Bu şekilde dolgu işlemi tamamlanmış olur.

SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLAR

Amalgam Dolgu Nedir?
Amalgam dolgular halk arasında gri dolgu olarak bilinen dolgulardır. Amalgam dolgular özel metal bir alaşımdan ibarettir. İçeriğinde ise, civa, gümüş, bakır gibi bazı çeşitli metaller mevcuttur.

Kompozit Dolgu Nedir?
Kompozit dolgu, halk arasında beyaz dolgu olarak bilinir. Kompozit dolgular diş renginde yapılan ve özel bir alaşımdan oluşan dolgulardır. Bu dolgu maddesi çeşitli maddelerin karışı olan bir çeşit plastiktir. Fakat bu plastik diş ile uyum sağlayan ve dayanaklı olan bir plastiktir.

Diş Dolgusunda Amalgam Doldu mu Yaptırılmalı Kompozit Dolgu mu?
Bu sorunun cevabı hastaya bağlıdır. Çünkü dişinize uygun olanacak dolgu tipi doktor tarafından iletilecek olsa da tercih hastanın kendisine kalmıştır. Her iki dolgu tipinin de kendisine özel avantaj ve dejavantajı vardır. Doktorunuz size bu konular hakkında bilgi verecek ve sizin hayat tarzınıza, kullanış biçiminize, dişlerinizin sağlık durumuna göre en uygun olacak dolgu tipini söyleyecektir.

Kısaca anlatmak gerekirse amalgam ve kompozit dolguların avantajları ve dezavantajları şu şekildedir.
– Amalgam dolgular, maliyeti düşük olan dolgulardır. Metal alaşımı olmaları sebebi ile sağlamdırlar.
– Kompozit dolgular ise amalgam dolgulara oranla biraz daha maliyetlidir fakat, kompozit dolgular, diş renginde olduğu için daha estetik durur.
– Amalgam dolgunun dejavantajı ise, dişleri ömür boyu koruyamaması ve zaman içinde diş hassasiyeti yaratabilmesidir.
– Kompozit dolgular, dişleri sıcak ve soğuk nüfuzuna karşı korur, Diş hassasiyetine sebep olmaz.
– Kompozit dolguların dejavantajı ise amalgam dolgulara oranla daha maliyetli olmasıdır.
– Kompozit dolgular katmanlar halinde uygulanır ve her katman sonrasında özel bir yerleştirme, sabitleştirme işlemi uygulanır. Bu şekilde dişin çürüklü kısımları içeriden dışarıya doğru desteklenir ve dişler, çatlamalara, kırılmalara karşı güçlendirilir.

Diş Dolgusu İşlemlerinden Sonra Hassasiyet olur mu?
Diş Dolgusu işlemelerinden sonra hassasiyetler ortaya çıkabilir. Diş üzerinde basınç, tatlı yiyecekler, ısıya karşı hassasiyet oluşabilir. Genel olarak bu hassasiyetler bir ya da iki hafta içersinde azalarak sona erer. Hassasiyet yapan ürünler ve nedenlerden bu sürede uzak durmanızda fayda var. İki hafta gibi bir sürede azalma olmazsa diş hekiminize müracaat edin.

İmplant Nedir

İmplant Nedir?

Dişlerini kaybetmiş bireylere ikinci bir şans sunan implantlar sayesinde, bireyler hem sağlıklarına hem de estetik, güzel bir gülüşe sahip olurlar. Halk arasında çakma diş, gömme diş veya vidalı diş olarak da ifade edilen implant, eksik dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen ve doku dostu bir madde olan titanyumdan yapılan vidaya benzer şekle sahip yapay diş köküdür. Özellikle 1960-90 lı yıllarda daha farklı şekilleri de üretilmekle birlikte günümüzde artık en uygun form olan vida şekilli kemik içi implantlar standart olarak kabul edilmektedir. Diş implantları, günümüze kadar hem materyal hem de teknik özellikleri sürekli geliştirilerek artık günlük protetik tedavilerimizde sıklıkla tercih edilen ve doğal dişlere en iyi alternatif olmuş bir tedavi şeklidir. Geleneksel köprü ve protezlere göre en önemli üstünlüğü, diğer dişlere zarar vermeden ve onlardan destek almadan çene kemiğine yerleştirilebilmeleri ile daha iyi konuşma ve çiğneme fonksiyonu sağlaması ve ağız ve yüzünüze de doğal bir görünüm sağlayacaktır. Protez kullanan hastalar, özellikle yemek yerken birçok sıkıntı çeker. Yapılan araştırmalara göre, protez kullanan hastaların 29′u sadece yumuşak ve ezilmiş gıdalarla beslenirken, 50′si birçok besinden uzak durur. Hastaların 17′ si de kendi dişleri ile daha etkili çiğnediklerini belirtmişlerdir. Total protez kullanan hastaların 66′sı ise çiğnemede güçlük çektiklerini söylemişlerdir. Çiğnemede hissedilen zorluklarla birlikte sindirim sisteminde de bazı rahatsızlıklar görülür. İmplant tedavisi ise, dilediğiniz zaman dilediğinizi yeme özgürlüğünü size sunmaktadır. Aynı zamanda implantlar kemik kaybını önlemekte de önemli rol oynar.  İmplantoloji alanındaki tedavi seçenekleri çok çeşitli olup, kısa sürede gerçekleştirilen basit bir immediyat implantasyon işleminden (dişi çeker çekmez yerine implant yerleştirilmesi), yaygın bir sert ve yumuşak doku ilavesi ile sabit bir implant destekli protez yapımına kadar geniş bir uygulama alanı vardır. İmplant muayeneniz ücretsiz olarak yapılır ve sizin için en uygun tedavi şekli veya alternatif tedaviler avantaj ve dezavantajlarıyla size detaylıca açıklanır. İmplant konusunda deneyimli uzman hekimlerimiz implant tedavisinin size yararlı veya uygun olduğuna kanaat getirmişse bu tedavi uygulanacaktır; aksi takdirde alternatif başka bir tedavi ya da protez şekli önerilecektir.İmplantta uzun süreli başarı, kişinin genel sağlık durumu, çene kemiği ve dişetinin yeterli ve sağlıklı olması ve düzenli ağız bakımı gibi kişiye bağlı faktörlerle ilgili olduğu gibi; doğru tedavi planlaması, hekimin yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olması, kaliteli ve yeterli bir ekipman ve implant markası ile çalışma gibi hekimi ilgilendiren faktörlere de bağlıdır. Doğru planlama, yeterli bilgi, tecrübe ve ekipmanla uygulandığında diş implantları, hasta ve hekim açısından son derece başarılı sonuçlar verebilen bir tedavi şeklidir.

SİNUS LİFTİNG
Sinüs cerrahisi üst çenede uygulanan bir işlemdir. Üst çenesinde eksik dişleri olan kişilerde bazen maxiller sinüs dediğimiz boşluklar yer çekimine bağlı olarak aşağıya doğru sarkar. Bu sarkma sonucu çene kemiklerinde erimeler olur. Kemikler eridikçe eksik diş bölgesine implant uygulanacak yeterli kalınlıkta kemik kalmaz. Böyle durumlarda sinus cerrahisi yapılarak sarkmış olan sinus tabanı yukarı kaldırılır ve implant için gerekli olan kemik desteği elde edilir. Sinüs lifting işlemi sayesinde eksik olan kemik dokusu oluşturulur ve kişiye implant uygulama şansı olur. Bu sayede eksik olan diş dokusu implant uygulaması ile yerine konulur.

KEMİK OGMENTASYONU VE OTOJEN KEMİK TRANSFERİ
Çene kemiğinde herhangi bir nedenle erime veya çökmelere bağlı olarak oluşan diş kayıplarını tedavi etmek için uygulanan kemik oluşturma yöntemleridir.

Kemik transferi işlemi ile kişinin sağlam çene kemiğinden blok halinde kemik kesilerek çıkarılır ve kemiği eriyen veya çöken bölgeye sağlam kemik dokusu yerleştirilir. Otojen greft denilen bu işlemde blok kemikler mini vidalar yardımı ile bölgeye sabitlenir.

Bu işleme Otojen denilmesinin nedeni kişinin kemik kaybı olan bölgesinin tedavisinde kendi sağlıklı kemiğinin kullanılıyor olmasıdır. Bu işlem sırasında yabancı bir kemik tozu kullanılmamaktadır. Kemik oluşturma işlemi, bu konuda uzman çene cerrahları tarafından dikkatli olarak uygulanması gereken özel bir işlemdir.

Teknik son yıllardaki teknik gelişmeler sayesinde daha başarı ile uygulanmaktadır. Kemik ogmentasyon işlemi sayesinde herkese implant yapma şansı sağlanmıştır.

SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLAR

İMPLANT NEDİR?
Diş hekimliğinde implant doğal dişlere en yakın alternatiftir, İmplant yapılan diş, geleneksel köprü ve protezlere göre daha iyi konuşma ve çiğneme fonksiyonu sağlar.Kaybedilen dişlerin yerini alacak sabit veya hareketli protezlere desteklik sağlar.

HERKESE İMPLANT YAPILABİLİR Mİ?
İmplant yapılabilmesi için hastanın yaşından ziyade mevcut kemik durumu ve sistemik hastalığının durumu önemlidir.Genellikle günümüzde ilerleyen teknolojilerle çoğu hastaya implant uygulanabilmektedir.İmplantı başarılı bir şekilde uygulayabilmek için hastanın kemik durumunun implantın çapına ve boyuna uygunluk sağlaması gerekmektedir.

HANGİ DİŞSİZLİKLERDE İMPLANT YAPILIR?
Tam dişsizlik,kısmi dişsizlik ve tek bir diş kaybında implant yapılarak sabit bir protez elde edilebilir.

İMPLANT PAHALI BİR TEDAVİ MİDİR?
Kullanılan materyal,marka ve uygulanan tekniklere göre implant fiyatları değişmektedir.Günümüzde yaygın olmasına rağmen maalesef hala pahalı bir uygulama olarak görülmektedir.

DİŞLER NE ZAMAN TAKILIR?
İmplant tedavisi tamamen bir süreç gerektirir.İmplant yerleştirildikten sonra 3-4 ay içerisinde protezler ağıza takılır.Artık gelişen teknolojilerle diş çekildiği an implant yerleştiriliyor ve acil yükleme denilen protezler ağıza takılabiliyor.

DİŞ ÇEKİLDİĞİ AN İMPLANT YAPILIR MI?

Evet yapılabilir.
+ Küçük bir kemik kaybının olduğu travmatik diş kayıpları
+ Aktif bir enfeksiyonun olmadığı
+ Kanal tedavisi yapmanın mümkün olmadığı durumlarda immediyat implant uygulaması yapılabilir.

DİŞ ÇEKİLDİĞİ AN UYGULANAN İMPLANTLARIN AVANTAJLARI NELERDİR?
+ Cerrahisi basittir.
+ Daha az travmatiktir.
+ Uygun ve yeterli kemik olan her bölgeye uygulanır.
+ Geniş çaplı ve uzun boylu implantlar uygulanabilir.

BİR İMPLANTIN BAŞARI KRİTERLERİ NELERDİR?
+ Yapılan protezin fonksiyonu ve estetiği hasta ve hekimi memnun etmelidir.
+ Hastada implanta bağlı herhangi bir ağrı veya enfeksiyon olmamalıdır.
+ İmplant klinik olarak ağız içerisinde mobil olmamalıdır.

İmplantların ömrü ne kadar?
implantların ağızda otuz yıldan fazla sorunsuz kaldığı görülmüştür. implantın ömrü bir çok etkene bağlıdır. Hastanın sağlığı ve implantların iyi bakımı bunların ikisidir. Sonuçta implantlar bir ömür boyu kullanılabilirler.

implant tedavisinin avantajları nelerdir?
+ Daha iyi çiğneyebilme – Her istediğini yiyebilme
+ Daha iyi estetik görünüm
+ Özgüvenin geri kazanılması ile daha mutlu bir sosyal hayat
+ Her şeyi yiyebilmeye bağlı olarak daha sağlıklı ve dengeli beslenme

İMPLANT OPERASYONU ACILI BİR OPERASYON MUDUR?
İmplant uygulaması öncesinde, hastaya anestezi yapılır. Eğer bu anestezi uygun koşullarda yapıldıysa, operasyon sırasında herhangi bir acı hissi mümkün değildir. Lokal anestezi yapılmasının yanında diş çekimi gibi basit bir uygulamadır. Hasta, anestezi etkisini kaybettiğinde, diş çekimi akabinde hissedilen acıya yakın bir ağrı hissedebilir. Çoğu durumda gerek duyulmamasına karşın yine de kişi, basit bir ağrı kesiciyle rahatlayabilir. İmplant uygulaması, hastanın kendi dişleri gibi hissedebileceği, yabancılık duymayacağı bir uygulamadır. Eğer tersi bir durum söz konusuysa hiç vakit kaybetmeden doktora baş vurmak gerekmektedir.